Düzenlemek için buraya Çeşitli kaynaklardan yararlanıp hazırladığım bu harita da; Çatalağzı ismini Psylla (Sayla) olarak belirledim.. Kaynak olarak da Yunan Tarihçi Strabon`un, Karadeniz sahillerini dolaştığı ve anlattığı kitabında Crenides’den (Kilimli)bir dağ aştıktan sonra geldiği yeri ”Psylla (Sayla)" olarak bahsetmiş. Burayı tarif ederken; her tarafın bataklık olduğunu ve sivrisineklerin bol olduğunu vurgulamış.. Zaten Psylla`da Bataklık Sineğinin ismidir. Hani görmüşünüzdür, özelikle Sarı Dere ve Kara Dere üzerinde konan yeşilimsi bir sivrisinek. Strabon eski Kaz Köy sahilini de anlatıyor. Srabon daha sonra Tion (Filyos)`a geçtiğini söylüyor ve burayı anlatmaya başlıyor. Bu Kitap‘ta Sinop`a kadar gittiği yerleri gördüğü her şeyi yazarak daha önce adı konmamış yerleşim yerlerine de isim veriyor. MÖ 64 yılında doğan Strabon MS 24 yılında ölüyor. Yani Strabon MÖ I.Yüzyıl 2.Yarısı`nda,Eregli,Zonguldak,Çatalağzı`ndan ve Filyos`dan, Bartın`a geçtiği anlaşılıyor. Amasya`da doğup Amasya`da ölüyor. Roma`dan Mısır‘a her yeri gezerek kitabını oluşturuyor. Yunan filozofu Strabon`un Amasya`da heykeli bulunmaktadır. Harita `da çeşitli dönemlere ait yer isimleri görüyorsunuz. Bu Kitap bize daha önce Çatalağzı'nın bataklık olduğunu kanıtlayan başka veriler ile de ötüştüğünü gösteriyor. Hatta daha eski çağlarda İstanbul Boğazı açılmadan önce Karadeniz kıyılarının içlere doğru olduğu ve dolaysı ile Çatalağzı'nın büyük bölümünde bir iç deniz olabileceğini, Ereğli Fakültesi Tarih Bölümü Hocalarından duymuştum. Zaten bazı inşaat sondaj çalışmalarında çakıl taşı ve deniz kabuğu örneklerinin çıktığını biliyoruz. Strabon`un geçtiği yıllarda iç deniz olmadığı da kendi haritalarından anlaşılıyor. İstanbul Boğazı'nın oluşumu çok daha önceki Yüzyıllara dayanıyor. MÖ.I Yüzyıl'da Çatalağzı`nda yaşam olduğunu da anlıyoruz. Zira Strabon, Kaz Köy Sahili‘nde ticaret yapıldığından bahsediyor. Tarihler boyunca çeşitli Krallık ve İmparatorlukların içinde kalan Zonguldak, kömür bulunmadan önce geçim kaynağı tarım ve balıkçılık, hata kerestecilik olduğunu düşünüyorum. Özelikle Venedikli korsanların da sürekli uğradıkları yerler burası. Cenevizlilerin de hem korsanlar hem de ticaret gemilerinin uğrak yerleri. Harita `da görülen Maryandinya Bölgesi o dönem çok kalkınmış ve bu bazı krallıkların ilgisini çekmiştir. Türklerden önce Frigya, Hitit, Pers, uzun yıllarda Yunan egemenliğinde kalan Zonguldak`ın en önemli antik iki ismi Ereğli`de Kral Herakleia (HERKÜL) ile Amasra`da Amatris Kraliçesidir. Bu iki hükümdarlığın paraları bulunduğuna göre ticaret burada sahiller kullanılarak yapıldığını gösteriyor. Geçen senelerde bulunan Devrek-Gökçebey IRMAK bileşkesinde antik yöreye ait Pazar yeri bulunmuştu. Bu da bize ticaretin burada geliştiğini gösteren başka bir kanıt.ıklayın. PSYLLA VE PSYLLİUM (ÇATALAĞZI)
M.Ö 150- M.S 20 yılları arasında, ünlü Coğrafyacı Strabon bu bölgeden geçerken, mesafe olarak Stadia (eski antik ölçü birimi)kullanmış.
Strabon, Sandarake`den (Zonguldak) bahsederken, küçük bir liman olduğunu belirtmiş, Sandarake`den, Krenidai (Kilimli), 90 Stadia olarak ölçmüş. (Stadia veya Stadium; eski antik ölçü birimi "1 Stadia =184 M", 1 Stadia 600 adıma denk geliyor. Yani; M.Ö Strabon Zonguldak-Kilimli arasındaki mesafeyi dağ-bayır 16.650 metre olarak hesap ediyor.16 Km ya da 54 bin adım.(Kilimli-Zonguldak Tren yolu ile yaklaşık 7 Km.) Strabon daha sonra Krenidai `den (Kilimli), Psylla Emperion`a (Çatalağzı) 30 Stadia, 5520 M ya da 18000 adım mesafe ölçmüş. Strabon buranın az ilerisinde balıkçılık yapıldığını da belirtmiş (Eski Kazköy Sahili. Bugünün Eren Holding‘in kurduğu liman ) Strabon Çatalağzı`ndan bahsederken, PSYLLA Emperion olarak bahsediyor. Emperion anlamı İmparatorluk olmasına ramen Mitolojide "pazar yeri" anlamında da kullanılıyor. Antik Çağ M-Ö 80 yıllarında Çatalağzı’nda pazar kurulduğu sonucunu çıkarabiliriz. Strabon daha sonra Psylla`dan,deniz kenarında kurulmuş Helenlerin Lön kökenli kenti Miletos Kolonisi,Tion`a (Filyos) 90 Stadia (16.560 M)olduğunu belirtmiş. Tion`a kadar geçtiği yerlerde Thrakia ve Bithynia‘lıların oturduğunu yazmış. (Thrakia veya Trakya, Balkanlardan Zonguldak sınırına kadar bir mesafede hüküm sürmüş eski bir uygarlık. Bithynia ise, yine İstanbul-Zonguldak mesafesinde kurulmuş başka bir uygarlık. Psylla, aslında Türkçesi "psillidi böceği" demek. Psillidi böceği çok çeşidi vardır. Ağaç yapraklarını kemirerek beslenir. Ağaç veya yaprak biti de denir. Ama Strabon, Çatalağzı`ndan geçerken "Bataklık Sineği" olarak kullanıldığı tahmin edilmekte. Bugün bildiğimiz "çayır sineği" de olabilir. Strabon buranın bataklık olduğundan da bahseder. Bunun yanında Kazköy Sahili olduğunu tahmin ettiğim sandalcılardan da bahseder ki; burada sandalların faal kullanıldığını söyler. Bütün bunlar M.Ö 64 - M.S 24 yılları arasında yaşamış ve M.Ö I. Yüzyılın 3.çeyrğinde bu bölgeden geçmiş, Amasya doğumlu ünlü vali Strabon ve ondan etkilenen Ammianus`un eserlerinde bahsedilir. Strabon dünyanın ilk coğrafyacısı olarak bilinir. Yaşadığı dönemde yazdığı kitaplarında, bilinen yerlere yapılan göçlere ve hangi milletlerin nerelerde yerleşmiş olduğundan bahseder.(Antik Anadolu Coğrafyası) Antik Dönem‘de, "Psylla Emperion" olarak bahsedilen Çatalağzı yerleşkesinin Osmanlı Dönemi`nde "Çatal Ağız" olarak değişimini görüyoruz. Yine Çatal Ağız `da Strabon `un bahsettiği Kazköy sahilidir. 1936`da İstasyon yapıldıktan sonra bugünkü merkeze "Çatalağzı" adı verilmiş ve bugünkü konumuna gelmiştir. Batı Karadeniz kıyılarında bir çok sahile "Ağız" adı verilmiştir.Köseağzı,Çavuşağzı,Danaağzı,Degirmenağzı,İnağzı,Ömerağzı,Çatalağzı,Tarlaağzı,şeklinde gider... Daha ilk çağlarda ise Karadeniz kıyılarının son halini şekillendiren İstanbul Boğazı`nın (Bosporos) oluşması, kıyılarda şekil değişiklikleri yaratmakla beraber bir çok yerden su çekilmesini sağlamış, dolayısıyla bataklıklar oluşmuştur. Buzulların erimesi ile Axseana Gölü’nü (Karadeniz) taşırmış karaya doğru iç denizler oluşmuş daha sonra İstanbul Boğazı'nın açılması ve Marmara`dan, Çanakkale Boğazı'nın açılması ile Kardeniz`de su seviyesi iç kesimlerden çekildikçe buralarda bataklık oluşturmuştur. Yaptığım araştırma sonuçlarında, merkezde demiryolu geldiğinde dolgu yapılarak bataklıklar kurutulmuş hatta bazı yerlerinde gönümüzde dahi halen deniz seviyesinin altında olduğu gözlemlenir. Buralarda kanalizasyon akım sorunu yaşanmaktadır. Hacıoğlu, Doğancılar ve Cumayanı(Lise yapımı sırasında)sondaj çalışmalarında büyük deniz kabuklarının çıktığı bilinmektedir. Doğancılar ve Hacıoğlu mahallelerinde deniz dubalarının olduğu da söylenenler arasındadır. Tatlı suyun tuzlu suya dönüşümünde yaşanan milyonlarca tatlı su canlısının ölmesi ile ;bugün gündemde olan Karadeniz suları altında keşfedilen fosil gaz oluşmuştur. Çatalağzı`nın diğer adlarından biri Psyllium`dur . Psyllium'dur aslında karnıyarık otudur .Karnıyarık otu ,bir çok ülkede şifa olarak kullanılır ve özellikle tohumu toz veya baharat olarak da kullanılmaktadır. 1 kg 264 TL’den satılmaktadır. Zonguldak`ta bir yerleşkenin Antik adı bir bitki olan "Psyllium'dur" olmasına ramen bu bitkiden yararlanılamıyor. Oysa bu bitki hem ilaç sektöründe hem de şifa olarak satılmaktadır. Bugün halen bölgedeki dağlarda karnıyarık otu yetiştiği görülmektedir. Çatalağzı`nın haritalarda görünen diğer bir adı ise Songul`dur. Bu isim aslında "Songuldag" ismi ile aynı kökeni taşır. Bu isminde şu an için anlamını Sunrose "Güneş gülü" diyebiliriz. Adının bu bitkiden geldiği tahminlerim arasındadır. Güneş gülü Zonguldak bölgesinde oldukça sık görülen bitkidir. Biz bunu "yabani gül" olacakta biliriz. Hem Zonguldak`ın ismi hem de Çatalağzı`nın isminde "Sungul" geçmesi ben de bu bitki çağrıştırdı. Bölgemizde çok bulunan bu bitki ; Songuldag = "Güneş Gülü Dağı" şeklinde yorumlanabiliyor. Zonguldak çevresinde eski yer adlarında ya bir bitki ismi ya bir böcek ismi ya da coğrafi özeliklerine göre adları şekillenmiştir. Tıpkı Zonguldak`ın eski Antik ismi Sandaraka `nın "kehribar" anlamı taşıması gibidir. Kehribar bu bölgede çok bulunur. Yasal olmamakla birlikte geçtiğimiz yıllarda Zonguldak`ta bir çok operasyonlarda kilolarca Kehribar ele geçirilmişti. Zonguldak geçmişinden faydalanarak, geleceğini şekillendirirse bir çok marka değeri ürünlerinin bu topraktan fışkırdığını görecektir. HAYATİ YILMAZ Cumhuriyetin kurulmasından sonraZonguldak’ta kömürün bulunması, bölgede hızla yeni yerleşim birimleri oluşmasına sebep olmuştur. Özellikle iç kısımlara doğru genişleyen şehir, Karadeniz ve doğrudan gelen insanların yerleştiği yer haline gelmiştir. Ereğli ,Kozlu, Karadon, Kilimli, Çatalağzı madenci ailelerin yerleşim yeri halinde idi..
Zonguldak ve Çatalağzı’nı birleştirecek tümü 5 KM olarak hesaplanan demiryolu tünelleri Fransız Şirketi tarafından yapılmıştır. Çatalağzı Zonguldak hatlarının yapımı sırasında kilimliye bağlanan kısmını açma çalışmalarında işçiler tarafından kömür damarına rastlaması bu hattın çalışmalarını geciktirmiştir. |
ESKi ZONGULDAK`TA YASAM Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün talimatıyla ilk olarak Filyos’a kadar tamamlanan Ankara hattı daha sonra Zonguldak Çatalağzı hattına bağlanmıştır.
Demir yolunun gelmesiyle,kurumun lojmanlarıda başlanmış böylelikle Çatalağzı’nın ilk beton binaları kurulmuştur. Zamanın en modern binalarına,ülkenin dört bir tarafından gelen işçi ve memurlar yerleşecek ve burada nüfusun artmasının yanında sosyal hayatı da geliştirecektir. Karadon-Gelik bölgesinde çalışan işçiler ise köylerine gitmek için demiryolunu kullanmakta bu işçiler için grup treni adında özel tarifeler uygulanmaktaydı. Karadon Gelik ocaklarının yanında Metrukât bölgesine kömür yıkama fabrikasının kurulmasıda burayı bir işçi yatağı haline getirmiştir. |
Bütün bunların yanı sıra 1946 yılında Ortadoğu’nun en büyük elektrik termik santrali Çatalağzı’na yapılmayı uygun görülmüş ve ilk üç ünitesi 1948 yılında tamamlanarak faaliyete geçmiştir. O yıllarda daha ülkede bir çok kurumda elektrik tüketilmezken Çatalağzı’nda muhtar,manav gibi küçük ticarethanelerde bile elektriğin olması, buranın ne kadar ileri yaşamaya başladığını göstermektedir.
.
Termik santrallerin kurulmasıyla burada sosyal ihtiyaçlarda ortaya çıkmış ve 1950 yılında Işık spor kulübü 1953 yılında Işıkveren Okulu`nda faaliyete geçirilmiştir. Giderek gelişen Çatalağzı'nda Aydınlar Mevkii ,Kokurdan'a bağlı bir yerleşim olmasına ramen, Hayrettin Mevkii`nde merkeze bağlı bir muhtarlık vardı. Buranın ilk muhtarı Mehmet Bayram'dır. Daha sonra Hasan Çorak, Hüseyin Güneş'te peşi sıra muhtarlık yapanlardır. Bu isimlerle birlikte Veli GÜZEL(Kürt Veli)de buraya belediye kurulmasında emeği gecen isimler arasında sayabiliriz.
Belediye kurulması için Doğancılar Mahallesi ve diğer yerleşim yerlerinde imza toplanmasıyla,1954 yılında Devlet Demir Yolları`nın yemekhanesinde Belediye hizmetleri faaliyetlerine başladı Belde bünyesinde Cumayanı, Doğancılar, Gelik Kırımsa, Yaka Kuzyaka, Ayiçi, Kokurdan gibi çevredeki yerleşim bölgelerinde kendisine bağlayarak geniş bir sınıra sahip oldu. ÇATALAĞZI‘NII İLK BELEDİYE BİNASI VE BAŞKANI1948 yılında Çatalağzı Termik Santrali (ÇATES) kurulduktan sonra Çatalağzı'nın önemi bir kat daha artmıştı. Burada artık muhtarlıklarda dahi elektrik vardı.
Hemen ardından 1954 yılında Çatalağzı Belediyesi kuruldu fakat henüz belediye binası yoktu. Ayrıca yeni kurulan belediye olduğu için tecrübeli bir kişinin başa geçip, kurumu toparlaması gerekiyordu. Ereğli'de 1 Ekim 1951 ve 15 Ekim 1953 tarihleri arasında Belediye Başkanı görevinde bulunmuş İhsan LİKOĞLU Çatalağzı'na Belediye Başkanı olarak atandı. Belediye binası şu anki yerine yapılıncaya kadar da, TCDD`nin bugün Lojistik Müdürlüğü binası olarak kullandığı fakat o günlerde yemekhane olan binada faaliyetlerine başladı. Fen işleri, Zabıta ,Emlak, Muhasebe birimleri kurulan belediye, 1956 yılında yeni binası tamamlanınca buraya taşındı. ABD’nin Marshall Yardımları diye bilinen paradan aktarılan kaynakla yaptırılan binanın alt katında bir de sinema salonu vardı. 27 Mayıs 1960 ihtilalinde görevden alınan İhsan LİKOĞLU'ndan sonra Askeri Dönem sürecinde Kilimli’ den bir yüzbaşı Jandarma Komutanı Hasan Başçavuş, Cumayanı İlkokulu Baş Öğretmeni Kırşehirli Refik ALTINOK, Altınok Eczane Sahibi Halil ALTINOK sırayla Çatalağzı Belediye Başkanlığı‘na atanan isimler oldu. 1963 yılında ülke tekrar demokrasiye geçmiş ve yapılan seçimlerde Çatalağzı’nın Meclis kararı ile belediye başkanı Necati YİRMİBEŞOĞLU olmuştur.
Çatalağzı'nın ilk belediye başkanı olan İhsan LİKOĞLU 1963 yılında yapılan yerel seçimlerde Ereğli Belediye başkan adayı olmuş fakat seçilememiştir. Likoğlu herhangi bir partiden aday olmayarak seçimlere bağımsız aday olarak katılmıştı. Seçimlerde %5 oy alarak böylelikle politika hayatına son verir. 1973 yılına kadar görevde kalan Necati Yirmibeşoğlu'nun yerine , CHP`nin yükselişe geçtiği dönemde Hasan ÖZTÜRK belediye başkanı seçilmiştir. |
1954 yılında belediye kurulması sırasında, amir niteliği sayılacak, belediye başkanlığının tüm yetkilerini kullanabilecek, belediyecilikten anlayacak tecrübeli bir isim, daha önce Ereğli Belediye Başkanlığı'nda yapmış olan İhsan LiNKOĞLU belediye başkanlığına atandı..
Sırası ile ; 1980 Askeri Dönem ; Ali UZUN ve Mehmet SUNAL belediye başkanlıklarında bulunmuştur. 1984-89 Ali CESUR (ANAP) 1989-1997 Okan SURAT (SHP ve CHP) 1997-1999 Yükselen BAYRAM (CHP) (Okan Surat `ın vefatı ile meclis kararı ile yerine atama ) 1999-2004 Cengiz KINAY (DYP) 2004-2014 Mehmet ALİM (AKP) 2014- ....(halen görevde ) Adnan AKGÜN (CHP) Benim 1993 yılında Belediye gazetesini çıkardığım zaman ilk araştırma konum Çatalağzı'nın ilk Belediye Başkanı Ihsan Likoğlu olmuştur. Belediye kayıtlarında sadece ismi bulunan Likoğlu`nun Ereğli`de belediye başkanlığı yaptığını öğrenir öğrenmez fotoğrafını Ereğli Belediyesinden istemem ile başkanların fotoğrafları da arşivde tamamlanmış oldu. Ama ne yazık ki hakkındaki bilgiler sınırlı. Hayat hikâyesi ve ailesini bulamadım. Hayati YILMAZ ile Zonguldak Tarih |
27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra askeri dönem sürecinde Kilimli’ den bir yüzbaşı jandarma komutanı Hasan Başçavuş İlkokul Baş Öğretmeni Kırşehirli Refik Altınok, Altınok Eczane Sahibi Halil Altınok bu dönemin başkanlarındandır.
Necati Yirmibeşoğlu
1963 yılında ülke tekrar demokrasiye geçmiş ve yapılan seçimlerde Çatalağzı’nın Meclis kararı ile belediye başkanı Necati Yirmibeşoğlu olmuştur. Onun zamanında Gazi Osman Paşa İlkokulu açılarak beldede okul sayısını 3’ e çıkarmıştır. Eski sinema salonunun (şimdiki düğün salonu) yapımı sağlayan, ana caddenin DDY Lojmanlarından alınması, elektrik şebekesi, Doğancılar yolu, Kuzyaka yolunu yapan Yirmibeşoğlu`dur. İki dönem bu görevde kalmıştır.
1963 yılında ülke tekrar demokrasiye geçmiş ve yapılan seçimlerde Çatalağzı’nın Meclis kararı ile belediye başkanı Necati Yirmibeşoğlu olmuştur. Onun zamanında Gazi Osman Paşa İlkokulu açılarak beldede okul sayısını 3’ e çıkarmıştır. Eski sinema salonunun (şimdiki düğün salonu) yapımı sağlayan, ana caddenin DDY Lojmanlarından alınması, elektrik şebekesi, Doğancılar yolu, Kuzyaka yolunu yapan Yirmibeşoğlu`dur. İki dönem bu görevde kalmıştır.
Hasan Öztürk
1973 yılında yeniden yapılan seçimlerde bu sefer sandıktan yıllarca esnaflık yapan bir isim Hasan Öztürk çıkacaktır. Öztürk zamanında Çatalağzı’ nda bir çok köy yolu beldeye bağlanmış; Kırımsa, Ömerağzı sırtlarına ve Yaka `ya yol çıkmıştır.
Hasan Öztürk zamanında mahallelere çeşmelerde yapılmıştır.
Türkiye’ nin bütün belediyelerinde olduğu gibi burada da askeri yönetim atandı. Bu dönemde Ali Uzun ve Mehmet Sunal belediye başkanlıklarında bulunmuştur. 1984 seçimlerinde tekrar demokrasiye geçilmiştir. Ali Cesur Çatalağzı’nda seçimle gelen 3. başkandır. Bu dönem Atatürk Caddesi üzerinde inşaa edilen dükkanlar ve yol çalışmalarıyla geçti.1980’ li yıllar çevre belediyelerin gelişimini yaşadı.
Ali Cesur
Özellikle Kilimli 1970’ li yıllarda nüfusunun Çatalağzı ile hemen hemen eşit olmasına karşı, bu yıllarda ikiye katladı. Özellikle şu anda ki gelişiminde en büyük payı "daha o zamanlarda" konuta yönelmesi ile oldu. Çatalağzı’nda da o dönemde toplu konut için girişimler oldu.
"Çağ konut adı altındaki oluşum başarılı olamayarak geleceğe yatırım yapanların birikimlerini Kilimli ,Alaplı, Ereğli vs. gibi konutlaşan yerlere gitti. Ve göç dalgalarından nasibini alan Çatalağzı gelişimini bir türlü sağlayamadı.
"Çağ konut adı altındaki oluşum başarılı olamayarak geleceğe yatırım yapanların birikimlerini Kilimli ,Alaplı, Ereğli vs. gibi konutlaşan yerlere gitti. Ve göç dalgalarından nasibini alan Çatalağzı gelişimini bir türlü sağlayamadı.
O GÜN NE OLDU ?
1997 yılında ben Çatalağzı'nda belediyede çalışıyordum. Çatalağzı Kütüphanesi'nde, belediyenin sosyal kültürel ve basın işlerine bakıyordum.
25 yıl önce tam da bugün, akşam üzeri belediye binasının biraz gerisinde yürürken, Yaka tarafından hızla inen başkanın makam arabasını gördüm. Beyaz renkli Fort marka bir arabaydı. Bu araba ile bir kaç kere Ankara'ya gitmiştim. o Dönem için oldukça iyi arabalarından biriydi. Daha cep telefonu olmadığı zamanlarda içinde araç telefonu vardı.
Yaka'dan inen araba son surat önümden geçti. Dörtlüler yandığından bir şeyler olduğunu hissettim. Caddede herkesin şaşkın bakışları arasında araç hız ,engelleyici tümseklere aldırmadan ilerliyordu. Araba her bariyeri geçtiğinde altı betona çarpıyor ve kıvılcımlar çıkararak Kilimli tarafına doğru son surat gidiyordu. Açıkçası, ilk içimden aklıma içinde başkan olduğu aklıma gelmedi. Yaka Mahallesinden birilerinin hasta nakli sandım. Çünkü bazen makam arabası ambulans görevi yapıyordu.
Caddede insanlar ne oldu sorusunun cevabını ararken , bir süre sonra Çatalağzı Belediye Başkan'ı Okan Surat'ın kalp krizi geçirdiği ve hastaneye yetişemeden yolda vefat ettiği haberi geldi.
Bu habere kimse inanamadı.
Okan Surat, 1989 yılında yapılan yerel seçimlerinde belediye başkanı seçilmişti.1980 öncesi siyasi olaylara karıştığı için TTK'daki işinden olmuştu. Bu sebep ile Çatalağzı'da kahvehane işletiyordu. ANAP döneminde gençler belediyeden memnun olmadığı için ,SHP'de birleşmiş ve Okan Surat'ın kendilerine lider seçmişlerdi.1989'da da belediye başkanı seçtiler. Şu an belediyede emekliliği gelmiş bir çok kişi onun belediye başkanlığı döneminde iş sahibi olmuştur.
Sokaktaki insanlarla şaka yapan bir insandı fakat aynı zamanda çok kızgın olduğunda babasını bile tanımazdı. Daha ilk göreve gelir gelmez bir memuru tokatlamıştı bile. Onu çok otoriter bir belediye başkanı olarak görmüştüm.
Buna rağmen her fikre de açıktı. İlk gazetemi onun zamanında, belediye namına çıkarmıştım. Yazıların tamamını ben yazıyordum. Buna baş sayfada başkanın köşe yazısı da dahildi. Hiç bir zaman bunu neden böyle yazdın demedi. Yazılarım onun fikirlerini yansıtıyordu. İlk zamanlar SHP'de çok iyi işler yapmıştı 1994 yılında yapılan seçimlerde bu yüzden diğer adaylara fark atmıştı. Oyların 3 bin 749'unu alan Okan Surat, bu zamana kadar yapılan Çatalağzı'daki yerel seçimlerde en yüksek oy oranına sahiptir.
Yanlış hatırlamıyorsam DSP'nin adayı da, bugün CHP'den belediye başkanı olan Adnan Akgün'dü. DSP 689 oy almıştı.
Bu yüksek oya rağmen ikinci dönem çok sıkıntılı geçiyordu. SHP ile CHP birleşmiş ,partinin adı CHP olmuş fakat artık eski gücünde değildi. Birleşme ve parti içi kavgalar her iki taraf taraftarlarını da yıpratmıştı. Erdal İnönü bu yüzden istifa etmişti.
Bu sebep ile CHP'li belediyeler de durum aynıydı. CHP'li belediyelerde büyük kaynak sıkıntısı yaşamaya başlamıştı. Çiller‘in 5 Nisan kararları da adeta belediyelerin çalışmalarını kilitlemişti. Artık fotokopi kağıdını dahi Ayniyat ‘ta bulamıyorduk.
Belediye'de de meclis üyeleri arasında sorunlar yaşanmaya başladı. Bu sebep ile başkan da bunalmıştı. Bir ara parti değiştirmeyi bile düşünmüştü. Belediye başkanı Okan Surat , meclis üyeleri arasında kendine yakın olanlarla artık akşamları içki masalarında bulunmaya başladı. Kütüphanede çalıştığım için üst katta misafirhanede her akşam başkan ve misafirleri için masa kurulduğuna şahit oluyordum. Belediye hizmetlisi, saat 17'00 civarında, gelir sofrayı hazırlardı.
Okan Surat hiç bir zaman kurallara uyun biri olmamıştı. Milletvekiline bile telefonda bağırıp çağıra bilen biri idi. Deli dolu bir yapısı vardı .Ne zaman neye kızacağı, neye güleceği belli olmazdı. Doktorlar ona içkiyi yasaklamıştı. Ama yine de buna aldırmıyordu.
O akşam ,başkan havanında güzel olmasını fırsat bilerek, Çatalağzı’nın yükseğinde bulunan bir bahçede Göçükaltı tarafına bakan tarafta yine böyle bir masada fenalaşmış, apar topar arabaya bindirilerek yaka üzerinden hızlı bir şekilde hastaneye kaldırılırken kurtulamamıştı.
Çatalağzı halkı onun bu kişiliğini çok sevmişti. Üstelik dışardan ve partiden de çok seveni vardı. Bu nedenle cenazesi de çok kalabalık oldu.
Çatalağzı asri mezarlığına defni yapıldı.
Hayati Yılmaz ile
Zonguldak Tarih
1997 yılında ben Çatalağzı'nda belediyede çalışıyordum. Çatalağzı Kütüphanesi'nde, belediyenin sosyal kültürel ve basın işlerine bakıyordum.
25 yıl önce tam da bugün, akşam üzeri belediye binasının biraz gerisinde yürürken, Yaka tarafından hızla inen başkanın makam arabasını gördüm. Beyaz renkli Fort marka bir arabaydı. Bu araba ile bir kaç kere Ankara'ya gitmiştim. o Dönem için oldukça iyi arabalarından biriydi. Daha cep telefonu olmadığı zamanlarda içinde araç telefonu vardı.
Yaka'dan inen araba son surat önümden geçti. Dörtlüler yandığından bir şeyler olduğunu hissettim. Caddede herkesin şaşkın bakışları arasında araç hız ,engelleyici tümseklere aldırmadan ilerliyordu. Araba her bariyeri geçtiğinde altı betona çarpıyor ve kıvılcımlar çıkararak Kilimli tarafına doğru son surat gidiyordu. Açıkçası, ilk içimden aklıma içinde başkan olduğu aklıma gelmedi. Yaka Mahallesinden birilerinin hasta nakli sandım. Çünkü bazen makam arabası ambulans görevi yapıyordu.
Caddede insanlar ne oldu sorusunun cevabını ararken , bir süre sonra Çatalağzı Belediye Başkan'ı Okan Surat'ın kalp krizi geçirdiği ve hastaneye yetişemeden yolda vefat ettiği haberi geldi.
Bu habere kimse inanamadı.
Okan Surat, 1989 yılında yapılan yerel seçimlerinde belediye başkanı seçilmişti.1980 öncesi siyasi olaylara karıştığı için TTK'daki işinden olmuştu. Bu sebep ile Çatalağzı'da kahvehane işletiyordu. ANAP döneminde gençler belediyeden memnun olmadığı için ,SHP'de birleşmiş ve Okan Surat'ın kendilerine lider seçmişlerdi.1989'da da belediye başkanı seçtiler. Şu an belediyede emekliliği gelmiş bir çok kişi onun belediye başkanlığı döneminde iş sahibi olmuştur.
Sokaktaki insanlarla şaka yapan bir insandı fakat aynı zamanda çok kızgın olduğunda babasını bile tanımazdı. Daha ilk göreve gelir gelmez bir memuru tokatlamıştı bile. Onu çok otoriter bir belediye başkanı olarak görmüştüm.
Buna rağmen her fikre de açıktı. İlk gazetemi onun zamanında, belediye namına çıkarmıştım. Yazıların tamamını ben yazıyordum. Buna baş sayfada başkanın köşe yazısı da dahildi. Hiç bir zaman bunu neden böyle yazdın demedi. Yazılarım onun fikirlerini yansıtıyordu. İlk zamanlar SHP'de çok iyi işler yapmıştı 1994 yılında yapılan seçimlerde bu yüzden diğer adaylara fark atmıştı. Oyların 3 bin 749'unu alan Okan Surat, bu zamana kadar yapılan Çatalağzı'daki yerel seçimlerde en yüksek oy oranına sahiptir.
Yanlış hatırlamıyorsam DSP'nin adayı da, bugün CHP'den belediye başkanı olan Adnan Akgün'dü. DSP 689 oy almıştı.
Bu yüksek oya rağmen ikinci dönem çok sıkıntılı geçiyordu. SHP ile CHP birleşmiş ,partinin adı CHP olmuş fakat artık eski gücünde değildi. Birleşme ve parti içi kavgalar her iki taraf taraftarlarını da yıpratmıştı. Erdal İnönü bu yüzden istifa etmişti.
Bu sebep ile CHP'li belediyeler de durum aynıydı. CHP'li belediyelerde büyük kaynak sıkıntısı yaşamaya başlamıştı. Çiller‘in 5 Nisan kararları da adeta belediyelerin çalışmalarını kilitlemişti. Artık fotokopi kağıdını dahi Ayniyat ‘ta bulamıyorduk.
Belediye'de de meclis üyeleri arasında sorunlar yaşanmaya başladı. Bu sebep ile başkan da bunalmıştı. Bir ara parti değiştirmeyi bile düşünmüştü. Belediye başkanı Okan Surat , meclis üyeleri arasında kendine yakın olanlarla artık akşamları içki masalarında bulunmaya başladı. Kütüphanede çalıştığım için üst katta misafirhanede her akşam başkan ve misafirleri için masa kurulduğuna şahit oluyordum. Belediye hizmetlisi, saat 17'00 civarında, gelir sofrayı hazırlardı.
Okan Surat hiç bir zaman kurallara uyun biri olmamıştı. Milletvekiline bile telefonda bağırıp çağıra bilen biri idi. Deli dolu bir yapısı vardı .Ne zaman neye kızacağı, neye güleceği belli olmazdı. Doktorlar ona içkiyi yasaklamıştı. Ama yine de buna aldırmıyordu.
O akşam ,başkan havanında güzel olmasını fırsat bilerek, Çatalağzı’nın yükseğinde bulunan bir bahçede Göçükaltı tarafına bakan tarafta yine böyle bir masada fenalaşmış, apar topar arabaya bindirilerek yaka üzerinden hızlı bir şekilde hastaneye kaldırılırken kurtulamamıştı.
Çatalağzı halkı onun bu kişiliğini çok sevmişti. Üstelik dışardan ve partiden de çok seveni vardı. Bu nedenle cenazesi de çok kalabalık oldu.
Çatalağzı asri mezarlığına defni yapıldı.
Hayati Yılmaz ile
Zonguldak Tarih
.
Okan Surat`ın ölümü ile boşalan koltuğa, meclis üyeleri
tarafından oy çokluğu ile Yükselen Bayram geçti.1999 seçimlerine kadar görevi sürdüren Sayın Bayram, seçimlerde partisinden umduğu desteği bulamadı.1999 Mart Ay'ında yapılan seçimlerde aday olmayarak, Işıkveren‘de bulunan Çatalağzı Termik Santrali`ne geri döndü.
tarafından oy çokluğu ile Yükselen Bayram geçti.1999 seçimlerine kadar görevi sürdüren Sayın Bayram, seçimlerde partisinden umduğu desteği bulamadı.1999 Mart Ay'ında yapılan seçimlerde aday olmayarak, Işıkveren‘de bulunan Çatalağzı Termik Santrali`ne geri döndü.
.
2004 yılında yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde halkın çoğunluğunun oylarını alan Mehmet Alim Çatalağzı‘nın seçimle gelen 6.ncı belediye başkanı oldu.
Mehmet Alim’in ilk döneminde çıkan bir yasa ile belediyede geçici çalışan personel «daimiye» alındı..
Mehmet Alim
Çatalağzı esnaflarından Mecit ALiM in oğlu olan Mehmet Alim, kendisi de babası ile beraber yıllarca esnaflık yapmıştı.
Daha önce 1999 seçimlerinde ANAP'tan Belediye Başkan Adayı olan Alim,2004 yılında AKP ‘den adaylığını koyarak belediye başkanlığı koltuğuna oturdu..
İktidar partisinin avantajını ilk yıllarda kullanmaya çalışan başkan, sosyal alanda özelikle 23 Nisan organizasyonları ile dikkati çekti..
Atatürk heykel alanı düzenlenmesiyle yeni bir çehre oluşturdu.
Atatürk caddesi asfaltlandı. Belediyenin arka tarafında ki alana döğün salonu yapıldı.
Sosyal yardımlar konusunda halka, gıda ve yakacak yardımlarında bulundu,
Başkanlığının ilk yıllarında işsizlik konusunda Çatalağzı`na kurulacak olan yeni termik santral için destek verdi.
“Karadeniz’in en büyük yatırımı” diye adlandırılan bu fabrika için halka vaatler verdi..
2009 yıllında yeniden aday olan Mehmet Alim tekrar seçilerek görevine devam etti..
ilk yıllarda umut bağladığı Eren holdingin sözlerinde durmaması Mehmet Alim‘i özellikle işsizlik konusunda SIKINTIYA soktu.
Eren holdingin yardımları ile Cumayanı yolu yapıldı fakat buradaki ağır sanayi Çatalağzı için ağır bedellere sebebiyet verdi.
Görevi boyunca, TCDD Lojmanlarından birini yıkarak yeni bir bina yaptı .Buranın alt katına Sağlık Ocağı taşındı.
Belediyenin karşısında ki TCDD lojmanlarının iki tanesini daha yıkarak bu alana da Saat Kulesi ve havuz gösterisi yapılabilecek bir park yaptı.
Bu dönem Belediye kadrosuna memurlar alındı.
Özelikle çevre ve hava kirliliği konusunda halkın tepkisini çekti.
Çatalağzı esnaflarından Mecit ALiM in oğlu olan Mehmet Alim, kendisi de babası ile beraber yıllarca esnaflık yapmıştı.
Daha önce 1999 seçimlerinde ANAP'tan Belediye Başkan Adayı olan Alim,2004 yılında AKP ‘den adaylığını koyarak belediye başkanlığı koltuğuna oturdu..
İktidar partisinin avantajını ilk yıllarda kullanmaya çalışan başkan, sosyal alanda özelikle 23 Nisan organizasyonları ile dikkati çekti..
Atatürk heykel alanı düzenlenmesiyle yeni bir çehre oluşturdu.
Atatürk caddesi asfaltlandı. Belediyenin arka tarafında ki alana döğün salonu yapıldı.
Sosyal yardımlar konusunda halka, gıda ve yakacak yardımlarında bulundu,
Başkanlığının ilk yıllarında işsizlik konusunda Çatalağzı`na kurulacak olan yeni termik santral için destek verdi.
“Karadeniz’in en büyük yatırımı” diye adlandırılan bu fabrika için halka vaatler verdi..
2009 yıllında yeniden aday olan Mehmet Alim tekrar seçilerek görevine devam etti..
ilk yıllarda umut bağladığı Eren holdingin sözlerinde durmaması Mehmet Alim‘i özellikle işsizlik konusunda SIKINTIYA soktu.
Eren holdingin yardımları ile Cumayanı yolu yapıldı fakat buradaki ağır sanayi Çatalağzı için ağır bedellere sebebiyet verdi.
Görevi boyunca, TCDD Lojmanlarından birini yıkarak yeni bir bina yaptı .Buranın alt katına Sağlık Ocağı taşındı.
Belediyenin karşısında ki TCDD lojmanlarının iki tanesini daha yıkarak bu alana da Saat Kulesi ve havuz gösterisi yapılabilecek bir park yaptı.
Bu dönem Belediye kadrosuna memurlar alındı.
Özelikle çevre ve hava kirliliği konusunda halkın tepkisini çekti.
Adnan Akgün
2014 Mart ayında yapılan secimde CHP adayı Adnan Akgün Belediye Başkanı seçildi,
Daha önce Çatalağzı Çevre Derneği Başkanlığı yapmıştı
Çatalağzı Pazar yerinde kendi düğününü yapmıştır. Bu da ulusal basına haber olmuştur.
Ulusal habere konu olan bir olayı da, Santral ÇED Toplantısı sırasında tabuta girmesi olmuştur.
Başkan Akgün 2016 yılında 26 senelik Çatalağzı Folklor Derneği`nin eşyalarını sokağa atması ile de büyük tepki toplamıştır. Folklor Derneği binasının yerine Kültür Evi yapsa da ,bunun sponsorluğunu da EREN Holding'e yaptırmıştır..
Sadece çocukları Milli Eğitimin verdiği izin ile faaliyet yürüten, daha sonra FETÖ OKULU OLARAK Bildirilen ,Okula kayıt ettirdikleri yüzünden iki memur hakkında ,haksız yere açığa aldı. Kendini düşünerek korktu veya hiç suçları olmamasına rağmen memurlarının arkasında duramadı. Daha sonra bu memurlar işlerine geri döndü.
2015 Temmuz ayında santrallere karşı bir toplantı düzenlemesine rağmen bir sene sonra bu politikasını değiştirmiş, yapılan her sosyal etkinlikte belediye flamaları ile Çatalağzı'nın ”Ölüm Makinası“ Eren Santrali`nin flaması ile yan yana getirmiştir.
Daha önce beldenin Çevre Derneği Başkanlığı`nı yapan Akgün, bu politikaları ile tepki almaya başlamıştır.
Çevre Derneği Başkanı iken düzenlediği "5 Haziran Dünya Çevre Günü" kutlamalarını Göçükaltı Mevkii`nde yapmasına rağmen, başkanlığa geldiğinden bu yana bu günü ”es” geçmiştir...
Bunun yerine 1-4 Haziran Bahar Şenlikleri düzenlemeye başlamıştır. Daha sonra bu etkinlikte rafa kakmıştır.
2019‘da yapılan Yerel Seçimlerde, karşısına doğru bir aday çıkmadığı için yeniden seçilmiştir. Bu dönem Çatalağzı tarihinde hiç olmadığı kadar durgunluk yaşamıştır.
Yine de doğal gaz hattı Bantaltı mevkiine kadar bağlanmıştır.
Filyos - Çatalağzı Demiryolu Hattı
Filyos–Çatalağzı demiryolunun ihalesi 8.8.1934'te yapılır.
19.11.1936' da Çatalağzı'na kadar olan kısmı işletmeye açılarak trenle kömür nakliyatı başlar. Aynı tarihte Normal hat, manevra ve depo hattı, kömür tahmil istasyonu ile elektrik lokomotifleri içtinap (sakınma) hattı olmak üzere dört hattan oluşan Çatalağzı Garı da büyük teşkilat istasyonu olarak tamamlanır.
14.684 m. uzunluğundaki, Filyos–Çatalağzı kısmında toplam 3.236 m. tünel sürülmüştür. 2.100.000 TL. harcanan bu kısmın maliyeti yol malzemesi hariç 140.000 TL/km. yol malzemesi ve ray döşemesi dahil 161.000 TL/km. olur.
Çatalağzı–Zonguldak demiryolunun ihalesi 25.5.1935'te yapılır.
12 Ağustos 1937'de tren Zonguldak‘ta İncirsuyu'nda, Türk ocağı Spor Sahasının bulunduğu yerde yapılan istasyona törenle girer.
10.249 m. uzunluğundaki Çatalağzı–Zonguldak kısmında ise toplam 3.764 m. tünel açılır. 2.950.000 TL. harcanan bu kısmın maliyeti, yol malzemesi hariç 295.000 TL/km., yol malzemesi ve ferşi (ray döşemesi) dahil 316.000 TL/km. olur.
Filyos–Çatalağzı kısmına oranla bu kısımdaki maliyet yüksekliğinin, tünel fazlalığı ve jeolojik yapı nedeniyle tünellerde karşılaşılan sorunlardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bir kısmı kömür içinde sürülen tünellerin kenar ayakları iki sağlam kaya üzerine betonarme köprülerle sağlamlaştırılmış olduğu "Kömür Hattı Filyos–Zonguldak Kısmı" adlı raporda belirtilmektedir.
Raporda, tünellerde karşılaşılan zorlukların en belirgin örneğinin 16 numaralı, Zonguldak istasyonuna çıkan son tünelde yaşandığı belirtilmektedir. 1.487 metre uzunluğundaki, şehrin altından geçen son tünelin kömür damarlarını kesmesi ve kalker boşluklarına rastlaması nedeniyle büyük sorunlar yaşanmıştır. Çıkarılan hafriyatın tünelin her iki yakasında uzak noktalara taşınması sorunların başında gelmektedir. Çatlaklar arasına sıkışmış killi kalkerlerden oluşan kısmın hafriyatı sırasında büyük kütleler halinde tavanın düşmesi sıkıntılar yaratmış, bu nedenle tünel hafriyatı çoğunlukla ahşap iksalı (tahkimatlı) yürümüş ve bazı yerlerde buvazaj (tahkimat işi) önem kazanmıştır.
Bu tür sahalarda toplanan sular kalker boşluklarından akmaktadır. Bu boşlukların önemli bir kısmı tünel güzergahına rastladığından, bu sular tünel kanallarına alınmış ve profil haricinde kalan boşluklar da blokajla doldurulmuştur. Tünelin Filyos tarafının kalker, Zonguldak tarafının kumtaşı ve konglomera olduğu tespit edilir.
63 kömür ocağından bir maden mühendisi görevlendirilerek, kömür damarlarının eğimleri ve kesitleri çıkarılır.
Tünel kazı sırasında karşılaşılan kömür damarlarını bir kısmının çalışılmış olduğu, bir damarda döşenmiş rayların alınmamış olduğu görülür.
Filyos–Zonguldak hattında toplam 7.000 m. uzunluğundaki 16 tünelde hafriyat toplamı 265.020 m3' tür.
Toplam; 47.572 m3 taş, tuğla, 13.549 m3 beton, 466 m3 betonarme inşaatı yapılır. 9633 m3 blokaj ve betonarme aksam için, 67.044 kilo demir kullanılmış, 31.368 m2 beton kalıbı, 6.454 m2 derz ve 1.878 m2 şap yapılmıştır. Tüneller için toplam 2.672.140 TL harcanmıştır. Filyos–Zonguldak demiryolu hattında yapılan 89 adet köprü için toplam 424.200 TL harcanmıştır. Hattın, Filyos–Zonguldak kısmında toplam 380.444 torba (19.022 ton) çimento, 104.675 kilo dinamit, 882.062 adet kapsül, 5.507 kilo barut, 1.063.610 m. Fitil kullanılmış ve 441.322 işçi yevmiyesi, 1.325.405 amele (vasıfsız işçi) yevmiyesi verilmiştir.
(döşeme işleri yine iki kısımda yapılmıştır. Filyos–Çatalağzı kısmının Müteahhidi Asım Fahri Yolaçan'dır. Döşeme işlerini mühendis Necdet ve Selahattin Duruşan (veya Durmuş)
yapmıştır. Çatalağzı istasyonu da dahil olmak üzere 20.700 m. ray döşenmiş, 36 makas kurulmuş, 17.000 m3 ikinci tabaka balast döşenmiştir. Bu kısmın ray döşenmesi için 37.800 lira harcanmıştır. Çalışan işçi ve amele toplamı 18.900'dür. Kullanılan 12 m. boyundaki 39.52'lik ray 475 kilo gelmektedir. Ahşap traversler Derince 'de emreylemiştir.
Çatalağzı–Zonguldak kısmındaki inşaatın kontrolü için inşaat başmüdürü görev başında drezin kazası sonucu hayatını kaybeden Abdullah Tiryaki, Mühendisler Yakup Kalgay, Adnan Özyol, kısım mühendisleri Yekta, Enver Başol, Orhan Güran, Fiedler, Bartaliç ve Şiddelhelm çalışmıştır.
Merkez Teşkilatında, Demiryolları ve Limanlar İnşaat Başkanı mühendis Razi Soyer, yardımcısı Mühendis Ferdi Çağan, Fen heyeti Müdürü mühendis İbrahim Demirseren, büro şefi mühendis Fuat Berkman görev yapmıştır. Diğer mühendisler Orhan Güran, Akif Bazoğlu, Mitrea ve Abdullah Çiner'dir. (13)"Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan" dizelerini haklı olarak ve övünçle seslendiren, "böylesi öyküleri" dağlara taşlara kazıyarak bize bırakan adlarını sayamadığımız isimsiz kahramanları ve fedakar meslektaşlarımızı, bir kez daha saygı ile anıyoruz.
19.11.1936' da Çatalağzı'na kadar olan kısmı işletmeye açılarak trenle kömür nakliyatı başlar. Aynı tarihte Normal hat, manevra ve depo hattı, kömür tahmil istasyonu ile elektrik lokomotifleri içtinap (sakınma) hattı olmak üzere dört hattan oluşan Çatalağzı Garı da büyük teşkilat istasyonu olarak tamamlanır.
14.684 m. uzunluğundaki, Filyos–Çatalağzı kısmında toplam 3.236 m. tünel sürülmüştür. 2.100.000 TL. harcanan bu kısmın maliyeti yol malzemesi hariç 140.000 TL/km. yol malzemesi ve ray döşemesi dahil 161.000 TL/km. olur.
Çatalağzı–Zonguldak demiryolunun ihalesi 25.5.1935'te yapılır.
12 Ağustos 1937'de tren Zonguldak‘ta İncirsuyu'nda, Türk ocağı Spor Sahasının bulunduğu yerde yapılan istasyona törenle girer.
10.249 m. uzunluğundaki Çatalağzı–Zonguldak kısmında ise toplam 3.764 m. tünel açılır. 2.950.000 TL. harcanan bu kısmın maliyeti, yol malzemesi hariç 295.000 TL/km., yol malzemesi ve ferşi (ray döşemesi) dahil 316.000 TL/km. olur.
Filyos–Çatalağzı kısmına oranla bu kısımdaki maliyet yüksekliğinin, tünel fazlalığı ve jeolojik yapı nedeniyle tünellerde karşılaşılan sorunlardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bir kısmı kömür içinde sürülen tünellerin kenar ayakları iki sağlam kaya üzerine betonarme köprülerle sağlamlaştırılmış olduğu "Kömür Hattı Filyos–Zonguldak Kısmı" adlı raporda belirtilmektedir.
Raporda, tünellerde karşılaşılan zorlukların en belirgin örneğinin 16 numaralı, Zonguldak istasyonuna çıkan son tünelde yaşandığı belirtilmektedir. 1.487 metre uzunluğundaki, şehrin altından geçen son tünelin kömür damarlarını kesmesi ve kalker boşluklarına rastlaması nedeniyle büyük sorunlar yaşanmıştır. Çıkarılan hafriyatın tünelin her iki yakasında uzak noktalara taşınması sorunların başında gelmektedir. Çatlaklar arasına sıkışmış killi kalkerlerden oluşan kısmın hafriyatı sırasında büyük kütleler halinde tavanın düşmesi sıkıntılar yaratmış, bu nedenle tünel hafriyatı çoğunlukla ahşap iksalı (tahkimatlı) yürümüş ve bazı yerlerde buvazaj (tahkimat işi) önem kazanmıştır.
Bu tür sahalarda toplanan sular kalker boşluklarından akmaktadır. Bu boşlukların önemli bir kısmı tünel güzergahına rastladığından, bu sular tünel kanallarına alınmış ve profil haricinde kalan boşluklar da blokajla doldurulmuştur. Tünelin Filyos tarafının kalker, Zonguldak tarafının kumtaşı ve konglomera olduğu tespit edilir.
63 kömür ocağından bir maden mühendisi görevlendirilerek, kömür damarlarının eğimleri ve kesitleri çıkarılır.
Tünel kazı sırasında karşılaşılan kömür damarlarını bir kısmının çalışılmış olduğu, bir damarda döşenmiş rayların alınmamış olduğu görülür.
Filyos–Zonguldak hattında toplam 7.000 m. uzunluğundaki 16 tünelde hafriyat toplamı 265.020 m3' tür.
Toplam; 47.572 m3 taş, tuğla, 13.549 m3 beton, 466 m3 betonarme inşaatı yapılır. 9633 m3 blokaj ve betonarme aksam için, 67.044 kilo demir kullanılmış, 31.368 m2 beton kalıbı, 6.454 m2 derz ve 1.878 m2 şap yapılmıştır. Tüneller için toplam 2.672.140 TL harcanmıştır. Filyos–Zonguldak demiryolu hattında yapılan 89 adet köprü için toplam 424.200 TL harcanmıştır. Hattın, Filyos–Zonguldak kısmında toplam 380.444 torba (19.022 ton) çimento, 104.675 kilo dinamit, 882.062 adet kapsül, 5.507 kilo barut, 1.063.610 m. Fitil kullanılmış ve 441.322 işçi yevmiyesi, 1.325.405 amele (vasıfsız işçi) yevmiyesi verilmiştir.
(döşeme işleri yine iki kısımda yapılmıştır. Filyos–Çatalağzı kısmının Müteahhidi Asım Fahri Yolaçan'dır. Döşeme işlerini mühendis Necdet ve Selahattin Duruşan (veya Durmuş)
yapmıştır. Çatalağzı istasyonu da dahil olmak üzere 20.700 m. ray döşenmiş, 36 makas kurulmuş, 17.000 m3 ikinci tabaka balast döşenmiştir. Bu kısmın ray döşenmesi için 37.800 lira harcanmıştır. Çalışan işçi ve amele toplamı 18.900'dür. Kullanılan 12 m. boyundaki 39.52'lik ray 475 kilo gelmektedir. Ahşap traversler Derince 'de emreylemiştir.
Çatalağzı–Zonguldak kısmındaki inşaatın kontrolü için inşaat başmüdürü görev başında drezin kazası sonucu hayatını kaybeden Abdullah Tiryaki, Mühendisler Yakup Kalgay, Adnan Özyol, kısım mühendisleri Yekta, Enver Başol, Orhan Güran, Fiedler, Bartaliç ve Şiddelhelm çalışmıştır.
Merkez Teşkilatında, Demiryolları ve Limanlar İnşaat Başkanı mühendis Razi Soyer, yardımcısı Mühendis Ferdi Çağan, Fen heyeti Müdürü mühendis İbrahim Demirseren, büro şefi mühendis Fuat Berkman görev yapmıştır. Diğer mühendisler Orhan Güran, Akif Bazoğlu, Mitrea ve Abdullah Çiner'dir. (13)"Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan" dizelerini haklı olarak ve övünçle seslendiren, "böylesi öyküleri" dağlara taşlara kazıyarak bize bırakan adlarını sayamadığımız isimsiz kahramanları ve fedakar meslektaşlarımızı, bir kez daha saygı ile anıyoruz.