Merkez Mahallesi
Merkez Mahallesi, Uğur Mumcu Sokak (Hayrettin Mahallesi) .İstiklal Sokak/( Keler Mahallesi.) Plevne ( Sokak Bantaltı) , Trafo mevkii (Bant Üstü ) Bahçelievler Sokak (Kirse) İnönü Caddesi (Yaka Mahallesi.)den oluşmaktadır . Çatalağzı Merkez Mahallesi’nin ilk evleri T.C.D.D lojmanları ile eski Hayretin Mahallesi’ndeki birkaç tahta evlerden oluşmaktaydı. bir kaç tanesinin hala ayakta olduğu evler günümüzde giderek yok olmaya başlamıştır.1950‘li yıllarda, cadde kenarında hızla çoğalan evler, halk arasında "Keller Mahallesi" diye bilinen alana yayıldı.1970‘li yılarda Kirse Yolunun açılması sonucunda buralardaki ev sayısı hızla artmıştır. Yaka ise başlı başına bir köy halinde kendine has kültürü ile eskiye dayalı yerleşim yeridir. Merkez Mahallemizde Plevne İlköğretim Okulu ile belediye binası, T.C.D.D depo, P.T.T gibi kamu kuruluşları binaları mevcuttur. Burada Çorak, Güneş, Bayram gibi köklü aileler Çoğunluktadır.
Eskiden burada Bayramın birinci günleri evlerde bayram yapılmış. Çatalağzı‘ndaki dini bayramlarda evlerde yemek yapılır, tanıdık tanımadık insanlara sofra kurulurdu. Böylelikle halk bu günü o mahallede dolaşarak geçirirdi. Demiryolu Lojmanları gül bahçeleri ile süslüydü.1960 sonları ve 70’ler boyu Merkez Mahallesi’nde sinema salonları revaçtaydı. |
Hacioglu Mahallesi
|
Cumayanı Mahallesi Bu mahallemizin isminin Cumayanı oluşu. Eskiden caminin olduğu yere uzak yerleşim yerlerinde yaşayan insanların cami bölgesine Cuma Namazı kılmak için uğradıkları yerlere bu isimleri verdiğini tahmin ediyoruz. Cumayanı Mahallesi‘nde bulunan ve bugün lisenin karışında olan cami hala ayaktadır. Çatalağzı`nın en eski camilerinden biridir. Bazen karıştırılır: Bu mantıkla Cumayanı ismi “Cumayan” değil “Cumayanı” olarak doğruluk kazanır. Bu mahalle sakinlerimizin eski kökenleri Kırımsa ve Kokurdan‘a dayanmaktadır. Zamanla dışarıdan gelenlerin de yerleştiği mahalle de Coroz, Palabaş, Demirci gibi köklü aileler yaşamaktadır. İki tarafı dağlarla çevrili Mahallemizde T.E.A.Ş.‘a su veren baraj (Gölet)ve bu göleti besleyen su kaynağının yukarlarında bulunan ve suyun zamanla su yolundaki taşlara oluşturduğu yuvarlak çanak şeklinde ki oyuklar oldukça ilginçtir. Zaten bu yüzden ,bu mevkiin adı Çanakçılardır. Cumayanı Gölet yapılmadan önce “Dereköy” diye bildiğimiz yerleşim yeri sular altında kalmıştı. Bu köy o zamanlar Cumayanı Mağarası'nın hemen üstüne taşınmıştır. Türkiye`nin sayılı mağaralarından olan 6 KM uzunluğundaki Cumayanı Mağarası bir su mağarasıdır. Giriş kısmında bazen oldukca şiddetli su akmaktadır. Ana giriş kısmı bir insan girebilecek şekildedir. Etrafında sayısız oyuklar, küçük odacıklar bulunmaktadır. İç kısımlara doğru gidildiğinde mağara gölleri ve kalkerleri görülür. Mahallemizde çok programlı bir lise ve bir sağlık ocağı da yer almaktadır. Efsaneye göre; Mağaranın olduğu taraftan kimsenin tanımadığı, bu yöreye ait olmayan 40 atlı geldi, Çatalağzı tarafına gittiler. Herkes onları ormancı yada göçebe sandı. Bunlar bir kaç gün sonra yine aynı yolu kullanarak atları ile birlikte buradan geçerken içlerinden biri kendisine su veren kişiye, atlarda bulunan çuvallardan bir altın çıkarıp vermesi köyde atların sırtındaki çuvalların içi altın dolu olduğu yayıldı. Takip edildiler fakat bir süre sonra Cumayanı Mağarası'nın olduğu alanda ortadan kayboldular ve bir daha da gözükmediler. İşte bu hikaye yıllarca bu bölgeye gelen definecilerin ilgisini çekti. Cumayanı mahallemizde son yılarda Gölettin hemen üstünde bulunan Dombay tepesi gezi gruplarının beğenisini kazanmıştır. Bu mahallemizde gelenek ve göreneklerinden en önemlisi Kurban ve Ramazan Bayramı‘nda yapılan ve evlerde yemeklerin pişirildiği ,sokakta gençlerin dolaştığı bayramın birinci günü oldukca renkli geçmektedir. Cumayanı mahallesinde Amatör küme maçlarının oynandığı 1 toprak saha bulunmaktadır.1985 yılında kurulan Cumayanıspor da 1. Amatör ligde mücadele etmektedir. Emekli Müdür ve Öğretmen Remzi Demirci`nin kendi bahçesine bir kulübe yapıp buraya “Gönül Dağı” ismi vermesi oldukca ilgi çekti. Burada gelen ziyaretçilere Sazı ile Türkü UD`u ile Sanat Müziği'ni dostları ile paylasan Remzi Hoca, Ulusal kanalara kadar haber oldu. |
Körpeoğlu Çatalağzı'nın ilk yerleşim alanlarından biri olan Körpeoğlu halkının asıl kökeni eski Kırımsa’dır. Daha sonra buradan bazı insanların yeni Kırımsa [bugünkü Kırımsa] bir kısımda bugünkü Körpeoğlu sınırlarına yerleşmiştir, Körpeoğlu’nun aynı zamanda diğer adı Kokurdan‘dır, Kokurdan‘ın anlamı, engelebeli arazi, çukur taşlık bölge anlamını taşır, Körpeoğlu`nun adlıda köyün ilk yerleşkesinde ileri gelenlerden birinin adı olduğu söylenir, Çatalağzı'nın içlerine doğru yayılan deniz İstanbul boğazının açılması ve İznik Boğazı'nın kapanması ile sular çekildiğinde Çatalağzı'nın bataklık halinde olması insanları tepelere doğru yerleşmesini sağladı. Yalnız özelikle KIRIMSA bölgesine yerleşen halk güvenli bölge olması sebebi ile daha eski yerleşim olduğunu tahmin ediyoruz, Daha henüz deniz çekilmeden korsanlardan saklanmak için daha iç taraflara yerleştiklerini buraların güvenli olmasından dolayı bu kısmı tercih etiklerini tahmin ediyoruz, Yöresel kültürü en iyi yaşatan yerleşim yerinden biridir, Kurban ve Ramazan Bayramlarının ikinci gününde geleneksel olarak bayram yapılır. . Dışardan insanların akın etiği bu bayramlar da evlerde bayram yemekleri verilir...! ..Son yıllarda ekonomik nedenlerden bu yapılamasa da bu gelenek çok uzun yıllara dayanır, Körpeoglu,1954‘de belediye kurulması ile Çatalağzı sınırlarının dışında kalmış ve Merkez ilçeye bağlı köy statüsünde uzun yıllar Çatalağzı Belediyesi`nin imkanlarından yararlanamamıştır,1994’e kadar merkeze bağlı köy olan Körpeoğlu 1994 yılında dönemin Belediye Başkanı Okan Surat‘ın girişimleri ile köy statüsünden çıkıp Belediye sınırlarına dahil edilmiştir Çatalağzı Merkez‘e 5 km mesafede tepelik bir yerdedir. Mahalle içinde bir cami bulunmaktadır, Taşımalı eğitim öncesinde birde ilkokul bulunurdu, Son zamanlarda isisizliğin artması ile köy gençleri genelde Almanya ve yurt içinde büyük şehirlere göç etmektedir, Araştırma Hayati YILMAZ |
KIRIMSA MAHALLESi
1970’li yıllarda merkeze açılan yolla ulaşımı merkeze sağlanan köyümüz daha önceleri eski kırımsa diye tabir edilen yerde kurulmuş daha sonra şuan ki yerleşim yerine geçmiştir. Kırımsa'da da bir okul bulunmaktadır. Fakat taşımacılık sistemle buradaki okul da eğitim dışında kalmıştır. Bu mahallenin muhtarı Hüseyin Ercan’ dır.
DOĞANCILAR MAHALLESi
Çatalağzı Merkeze bir kaç km uzaklıkta Işıkveren yolu üzerinde yerleşim yeridir. Çatalağzı`nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. İlk olarak yerleşimin tepeliklerde olduğu düşünüldüğünde Kırımsa, Körpeoğlu ve Yaka ilk yerleşim yeri olarak gözükse de, Doğancılar mahallesi de en az bu mevkiiler kadar eski yerleşim yeridir. Bunu elimizdeki bir kaç noktadan görebiliriz. Bu savı kanıtlayacak en önemli delillerden biri Doğancılar Mahallesi'nde olduğu söylenen deniz dubalarıdır. Henüz İstanbul Boğazı açılmadan önceye kadar dayanır. İkinci bulguda burada bulunan mezarlıklardır. Günümüzde bunlardan sadece biri kalmasına rağmen Işıkveren yolu üzerinde bulunan Türbe Mezarın başlığına bakıldığında Osmanlı Dönemi‘nin ortalarında yaşamış hoca veya önemli bir din görevlisinin mezarı olduğu anlaşılıyor. Osmanlı dönemi mezar başlıklarında eğer mezar taşında sarık bulunuyorsa bu kişinin muhtemelen din görevlisi olduğu anlaşılıyor.[Osmanlıların ilk döneminde bu tür mezar başlıkları bulunmuyor.] Kadı-asker gibi kişilerin başlıkları daha değişik şekilde yapılıyordu) İnanç gereği insanlarımız bu mezara dilek yada adak için gelip kurdeleye bağlarlar yada mum yakarlardı. Her ne kadar şimdilerde üzerinde Pir-i Hamza yazsa da, bu mezarın kime ait olduğu bilinmiyor. Üzerinde mezar başlığı okutulduğunda kimliğine dair bir yazıya rastlanmamıştır. TCDD rayları buradan geçmeden önce oldukca yüksekte olan mezar yol yapımı ve doldurma topraktan sonra yol ile aynı seviyeye gelmiştir. Yol yapımında bu mezar korunmuştur, Bundan bir kaç yıla kadar yolun içinde yer alan mezar daha sonra yer değiştirilmek üzere taşınmıştır. Önceden mezar üstünde demir bir kafes içinde olan mezar şimdilerde mermer taşlıdır . Elimizdeki bulgulardan en önemlisi de Doğancılar Mahallesinin isminden kaynaklanıyor. Yine Osmanlı Dönemi‘nde Özelikle Karadeniz‘de,[İstanbul'da sarayda görevlendirilmek üzere] Doğan avcıları yetiştirilmekteydi. Bu tür yerlerden çıkan avcılar sarayda görevlendirilirdi yada yetiştirdikleri doğanlar saraya getirilirdi. İşte, özellikle Karadeniz‘de ve yurdun bir çok yerinde Doğancılar ismi bu yüzden konulduğu söylenmektedir. Doğancılar Hassa kuşbazları denilen tımarlı avcılardan bir takımın adı. Avcı doğan yetiştiren veya doğanla avlanan kimselerin bulunduğu yer için söylenen yerleşim yeridir. Kuşbazlar genelde Padişahların av kuşlarını yetiştiren kimseler anlamını da taşır. Bu mahallemizin bir diğer özeliği de dini bayramların 3. gününde yaşanmaktadır. Evlerde bayram yemeklerinin yapılmasıdır. Çatalağzı`na has özeliklerden olan bu bayram kutlaması içinde en revaçta olanı da Doğancılar Bayramı‘dır. Doğancılar Mahallesi Türk aile yapısının tüm özelliklerini taşımaktadır. Her gün başka bir mahallede kutlanan mübarek günlerin 3.gününde gençler mahallede dolaşır, gençler ve büyüklerimiz tanıdık tanımadık dost akraba herhangi bir eve dahi kapısını çalıp Tanrı misafiri şeklinde içeri girip karınlarını doyurabilmektedirler. Beldemizde bayramın birinci günü Cumayanı Mahallesi‘nde ve Hacıoğlu Mahallesi‘nde, ikinci günü Körpeoğlu, Kırımsa Mahallesi‘nde ,üçüncü günüde Doğancılar Mahallesinde ve Kuzyaka Mahallesinde bayram kutlamaları yapılmaktadır. Çatalağzı’ nda yapılan bir çok evlilikler de bu bayramlarımızın rolü büyüktür. Bayram yapan evlerde pişirilen yemeklerimiz Sirkeli pirinç çorbası haşlama, yaprak sarma, pırasalı bakla sütlü çorba, kabak tatlısı ve baklavadır. Belediye olmadan çok daha öncelerinde Çatalağzı`nda üç tane ağa vardı. Bunlardan biri Merkez ağası biri Cumayanı ağası diğeri de Doğancılar ağası idi.(en son ağa Eski belediye başkanlarından Hasan Öztürk`ün hanımı Saime Öztürk’ün [Ergen] babasıdır. |
Merkeze birkaç KM uzakta ışıkveren yolu üzerindedir. Doğancılar mahallesinde bulunan mezarlığın hemen önünde ışıkveren yolu kenarındaki Pir-i Hamza tarihi mezarın burada oluşu bu mahallemizin ne kadar eskilere dayandığını ortaya koymaktadır. Ayrıca 1963’te kurulan Gaziosman Paşa ilkokulu da bu mahallemizin sınırları içindedir. |
KUZYAKA Daha gecen yüzyıllara kadar burada kilisenin bulunduğunu bilmekteyiz, Kırımsa ve Yaka Mahallesi'nden sonra Kuzyaka da yerleşim tarihi uzun yıllara dayanmaktadır!946 yılında temeli atılan orta doğunun büyük Termik Santrali Çates in kurulmasından sonra hızla gelişen mahalle yeni yerleşim alanlarını yaratmış ve adını Çates.ten alan Işıkveren’i de içine almıştır.284 lojmanı, PTT si, misafirhanesi bulunan mahalle birde Işıkveren İlköğretim Okuluna sahiptir. Zonguldak Ankara demir yolunun kenarında Zonguldak’a 10km Çatalağzı'na sadece 3 km uzaklıktadır .Küçük ağız sahili ve limanına sahiptir. |